Rusya Rezervlerinin yüzde 42’sini Altına Yönlendiriyor: Bitcoin’de “Dijital Altın” Tezi Güçleniyor

Rusya küresel para düzeninde dikkat çekici bir hamle yaptı. Ülkenin altın rezervleri Aralık ayında 310 milyar doları aştı. Altının toplam rezervlerdeki payı %42,3’e yükselerek 1995’ten bu yana görülen en yüksek seviyeye çıktı. Aynı dönemde Rusya’nın toplam uluslararası rezervleri 734,6 milyar dolara ulaştı. Bu, altın birikiminde üst üste dördüncü aylık artış anlamına geliyor. Yön çok net: Moskova sert varlıklara daha fazla yükleniyor ve dolar bağlantılı rezervlerden uzaklaşıyor.

Ukrayna’nın işgalinden bu yana Rusya modern tarihin en ağır finansal yaptırımlarıyla karşı karşıya kaldı. Batılı hükümetler ülkenin yaklaşık 300 milyar dolarlık rezervini dondurdu. Bu olay tüm dengeleri değiştirdi. Dolar bazlı varlıkların dondurulabileceğini, kısıtlanabileceğini ve hatta bir silah gibi kullanılabileceğini gösterdi. Ülkede tutulan altın için bu risk geçerli değil.

Yaptırımlara Karşı Egemen Bir Kalkan Olarak Altın

Altın Rusya’ya hiçbir yabancı para biriminin sunamadığı bir avantaj sağlıyor: tam egemen kontrol. Fiziki altın SWIFT tarafından engellenemez, yabancı bir mahkeme tarafından dondurulamaz. Rusya sınırları içinde durur. Bu da altını el koyma riskine karşı güçlü bir koruma haline getiriyor. Bu nedenle Moskova, fiyatlar yüksek olsa bile altın alımını sürdürüyor. Bu kısa vadeli bir işlem değil; tamamen savunma amaçlı bir konumlanma.

Aynı zamanda Rusya, Çin ve diğer ortaklarla dolar dışı ticareti genişletti. Yuan cinsinden ödemeler artıyor. BRICS ülkeleri dolar sistemine alternatifleri araştırmayı sürdürüyor. Tüm yollar dedolarizasyona çıkıyor. Ancak bu geleneksel altın stratejisi büyürken, yeni bir karşılaştırma da giderek daha fazla gündeme geliyor: Bitcoin.

Bitcoin “Dijital Altın” Olarak ve Arz Şoku Tartışması

Altın ve Bitcoin artık aynı makro başlık altında konuşuluyor. İkisi de herhangi bir hükümetin doğrudan kontrolünün dışında duran, egemen olmayan varlıklar. Ancak arz dinamikleri birbirinden tamamen farklı. Altının arzı madencilikle yılda yaklaşık %1,7–2 artıyor. Bitcoin’in toplam arzı ise sonsuza kadar 21 milyon adetle sınırlı. Üstelik ihraç miktarı her dört yılda bir yarılanıyor. Hiçbir merkez bankası bu yapıyı değiştiremez, acil bir politikayla Bitcoin’i enflasyona uğratamaz.

Burada büyük “ya olursa?” sorusu ortaya çıkıyor. Rusya’nın bu ölçekte altın biriktirmesi altın arzını sıkıştırabiliyorsa, bir büyük ülke jeopolitik nedenlerle Bitcoin biriktirmeye başlarsa ne olur? Bitcoin piyasası altına kıyasla çok daha küçük. Devletlerin yapacağı mütevazı bir alım bile sert bir arz şoku yaratabilir. Bu nedenle ABD ve diğer ülkelerde bazı politikacılar artık açık şekilde stratejik Bitcoin rezervlerini tartışıyor.

Rusya Neden Hâlâ BTC Yerine Altını Tercih Ediyor?

Peki Rusya neden Bitcoin’e doğrudan yönelmiyor? Cevap basit: volatilite. Altının hareketi yavaş. Aylar içinde iki katına çıkmaz ya da çökmeye benzeyen hareketler yapmaz. Merkez bankaları için istikrar, potansiyel getiriden daha değerlidir. Bitcoin hâlâ yüksek büyüme potansiyeline sahip bir varlık gibi davranıyor. Bu da onu bugün için rezerv portföyünün çekirdeğine yerleştirmeyi zorlaştırıyor. Yine de Rusya kripto altyapısını tamamen görmezden gelmiyor. BRICS ülkeleri sınır ötesi ödemelerde kullanılmak üzere altın destekli dijital para birimlerini araştırdı. Rusya ayrıca dolar sistemine dokunmadan değer transferi yapabilmek için blockchain tabanlı dijital altın çözümlerini test etti.

Bu önemli. Bitcoin şu an için tercih edilen rezerv varlık olmasa da kripto teknolojisinin kendisi giderek daha fazla doğrulanıyor. Rusya’nın altın hamlesi net bir mesaj veriyor: Ülkeler artık siyasi olarak tarafsız sert varlıklara ihtiyaç duyuyor. Bugün bu rolü altın üstleniyor. Bitcoin ise aynı rolü dijital dünyada inşa ediyor. Yol farklı olsa da hedef benzer: Kıtlık artık küresel rezerv stratejilerinin merkezinde.