Arthur Hayes DeFi’de Israrcı: Yeni ENA ve ETHFI Alımları Stratejik Rotasyona İşaret Ediyor

Arthur Hayes, piyasaya bir kez daha net bir mesaj veriyor. BitMEX’in kurucu ortağı, merkeziyetsiz finans (DeFi) tarafına yönelik agresif yönelimini sürdürerek yaklaşık 986 bin dolar değerinde 4,86 milyon ENA ve yaklaşık 485 bin dolar değerinde 697.851 ETHFI satın aldı. Bu, Hayes’in bu varlıklara ilk girişi değil. Aksine, tekrar eden birikim anlamına geliyor. Bu da DeFi’ye olan inancının zayıflamak yerine güçlendiğini gösteriyor. Lookonchain tarafından paylaşılan on-chain verilere göre alımlar Galaxy Digital üzerinden gerçekleştirildi. Bu durum, işlemlerin kurumsal nitelik taşıdığını ortaya koyuyor. Hayes, hype kaynaklı ani yükselişlerin peşinde değil. Kripto piyasa döngüsünün bir sonraki baskın evresi olacağına inandığı döneme erken pozisyon alıyor.

Ethereum’dan DeFi Altyapısına

Hayes, değişen stratejisi konusunda açık davranıyor. Aralık 2025’te, Ethereum’dan çıkıp yüksek kaliteli DeFi varlıklarına yöneldiğini kamuoyuna açıklamıştı. O tarihten bu yana on-chain veriler, bu yaklaşımın istikrarlı şekilde uygulandığını doğruluyor. Sadece son iki haftada Hayes, yaklaşık 5,53 milyon dolar değerinde 1.871 ETH sattı. Bu sermayeyi stablecoin’de tutmak ya da Bitcoin’e kaydırmak yerine PENDLE, LDO, ENA ve ETHFI arasında yeniden dağıttı. Bu değişim, kritik bir bakış açısını yansıtıyor: Hayes, iyileşen likidite koşullarından asıl faydayı, zaten yüksek değerlemelere sahip Layer 1 varlıkların değil, DeFi protokollerinin sağlayacağını düşünüyor.

ENA ve ETHFI Neden Öne Çıkıyor?

ENA ve ETHFI rastgele seçilmiş token’lar değil. Her iki varlık da getiri, altyapı ve protokol düzeyinde faydanın kesişim noktasında yer alıyor. ENA, ölçeklenebilir ve birleştirilebilir finansal yapı taşlarına odaklanırken, ETHFI doğrudan ETH fiyatına bağlı olmadan Ethereum yerel finans mekanizmalarına maruz kalma imkânı sunuyor. Hayes’in bu token’ları tekrar tekrar alması, bir sonraki piyasa performans dalgasının protokol gelirleri, staking mekanikleri ve gerçek getiri tarafından yönlendirileceği beklentisini yansıtıyor. Bu yaklaşım, önceki döngülerde fiyat hareketlerine yön veren spekülatif anlatılardan belirgin şekilde ayrışıyor.

Tekrarlanan Alımlar Uzun Vadeli İnancı Gösteriyor

Tek seferlik alımlar genellikle kısa vadeli taktik işlemleri yansıtır. Hayes’in davranışı ise farklı bir tablo çiziyor. Son dönemdeki piyasa oynaklığına rağmen aynı DeFi varlıklarını yeniden satın almayı sürdürüyor. Bu desen, momentum ticareti yerine çekirdek bir pozisyon inşa ettiğine işaret ediyor. Tarihsel olarak Hayes, kriptodaki makro dönüşümleri erken yakalayan isimlerden biri oldu. Kısa vadeli geri çekilmeleri göze alarak yapısal pozisyonlanmayı tercih etmesi, başarısının önemli bir parçasıydı. Mevcut birikim süreci de bu felsefenin DeFi’ye uygulanmış hali olarak öne çıkıyor.

Bir Sonraki Likidite İşlemi Olarak DeFi

Hayes’in rotasyonu, daha geniş bir makro anlatıyla örtüşüyor. Küresel likidite koşulları iyileştikçe ve risk iştahı geri döndükçe, getiri üreten kripto varlıkların orantısız biçimde fayda sağlaması bekleniyor. DeFi protokolleri, faaliyetlerinden doğrudan gelir elde ediyor. Bu yönüyle, ağırlıklı olarak spekülatif talebe dayanan birçok temel katman token’ından ayrışıyor. Bu ortam, sermaye girişlerini protokol gelirine, yönetişim gücüne ve sürdürülebilir teşviklere dönüştürebilen varlıkları öne çıkarıyor. Hayes, sermayenin pasif maruziyet yerine üretkenliğin peşine düşeceği bu geçişe erkenden pozisyon alıyor gibi görünüyor. Tek bir yatırımcı piyasanın yönünü belirlemese de Arthur Hayes’in hamleleri önem taşıyor. DeFi’ye yönelik tekrarlanan alımları piyasa hissiyatını etkiliyor, yeterince değer görmeyen protokollere dikkat çekiyor ve bir sonraki kripto rallisinin Layer 1’ler yerine DeFi öncülüğünde şekillenebileceği fikrini güçlendiriyor.